Bismillahirrahmanirrahim "Vah yazık bana, keşke falanı dost edinmeseydim!" Furkân sûresi-28
Bir Hadis
Übey İbni Kâb (r.a) şöyle dedi: Gecenin üçte biri geçince Hz. Peygamber (s.a.v.) uyanıp kalktı ve şöyle buyurdu: İnsanlar! Allah'ı zikredin Yeri yerinden oynatan birinci sûr üflenecek. Arkasından ikincisi gelecek. Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak. Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak.
Übey diyor ki, Hz. Peygamber'e: Yâ Resûlallah! Ben sana çok salavât-i şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir diye sordum. Dilediğin kadar, buyurdu.Dualarımın dörtte birini salavât-i şerîfeye ayırsam uygun olur mu diye sordum. Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için iyi olur, buyurdu. Öyleyse duamın yarısını salavât-i şerîfeye ayırayım, dedim. Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için hayırlı olur, buyurdu. Ben yine: Şu halde üçte ikisi yeter mi diye sordum. İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için hayırlı olur, buyurdu. Öyleyse duaya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur deyince: O takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar buyurdu. (Tirmizî, Kıyamet 23)
Bir Dua
Hz. Peygamber (s.a.v) buyurdular ki Allah'ım Yaratılışımı güzelleştirdiğin gibi ahlakımı da güzelleştir. (İbn Hanbel Müsned I/403)
Hikmetli Söz
PABUCU DAMA ATILMAK
Bugün, bir atalar sözü olarak dilimize yerleşmiş olan "pabucu dama atılmak" deyimi, Âhilik'ten kalma bir güzellik...
Âhilik geleneğinin devamı olan Osmanlı esnaf teşkilâtı, son derece sağlıklı işleyen bir kuruluştu. Bu sistemde, her esnaf birliğinin bir kethüdası bulunur, bu kethüda, o meslek dalının inceliklerini, kanunlarını, yönetim biçimini iyi bilir, esnafın çalışma düzenini ve dürüstlüğünü denetlerdi.
Esnaf ile kethüda arasında, yiğitbaşı denilen bir kişi bulunur, sanatında hile yapanlar olursa, yiğitbaşı tarafından tesbit edilerek kethüdaya bildirilir ve gerekli cezai işlem başlatılırdı. Yani bugünün TSE kontrolörlüğünün benzeri bir yapılaşma.
Herkesin meslek ahlâkına özen göstererek çalıştığı o dönemde, yanlışlık yapanlar da olurmuş. Yapılan bir çarık, çabuk sökülen yahut delinen ayakkabı sebebiyle şikâyet olursa, kethüda çarıkçılar yiğitbaşını çağırıp tahkikat yaptırır ve eğer bir îmâlât hîlesi söz konusu ise ilgili usta çağırılır, esnafın ileri gelenleri, yiğitbaşı ve diğer meslek temsilcileri huzurunda kethüda tarafından tekdir edilir. Aldığı ücretin müşteriye geri verilmesi sağlanır ve dava konusu olan ayakkabı da kullanılmamak için dama atılırdı.
Bir esnafın yaptığı ayakkabının dama atılması, o usta için büyük ayıp olup meslekteki şeref ve îtibârını sıfırlar ve müşterisinin azalmasına yol açardı. Bu uygulama, bütün esnaf teşkilatı için bir genelleme niteliğinde olup birisi hakkında "pabucu dama atıldı" denilmesi, artık o meslekten ekmek yemesinin zor olduğuna işaret sayılıp esnafın titiz çalışması temin edilmiş olurdu.