Muhakkak ki Allah, adaleti, ihsânı, akrabaya (yakınlara) vermeyi emreder. Fahşadan, münkerden (kötülükten) ve azınlıktan men eder. Size öğüt vermektedir, umulur ki (düşünüp) öğüt alırsınız.
(Nahl sûresi-90)
Bir Hadis
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve şöyle dedi:
- Ey Allah’ın elçisi! Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür?
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu:
- “Güçlü-kuvvetliyken, sıhhatin yerindeyken, cimriliğin üzerinde, fakir düşmekten endişe etmekteyken, daha büyük zengin olmayı düşlerken verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür.
(Bu işi) can boğaza gelip de “falana şu kadar”,
“filana bu kadar” demeye bırakma. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.”
Buhârî, Zekât 11, Vasâyâ 17;
Müslim, Zekât 92
Bir Dua
Bismillahirrahmanirrahim
`Allahım! Ey rabbimiz! Bize gökten öyle bir sofra indir ki, ilk gelenimizden son gelenimize kadar bizler için bir bayram ziyafeti ve senden bir işaret olsun. Bizi rızıklandır, sen rızık verenlerin en hayırlısısın.` - Maide Suresi-114
Hikmetli Söz
Bütün işlerin Alah`ın emri ile olduğunu bildiği halde elden kaçırdığı için üzülene hayret ederim. Zamanı kıyaslamayan kaderleri tanıyamaz; gelecek günlerin
neler vaadettiğini de bilemez. - Hz. Osman (r.a.)